SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Tezel Dünya Gıda Günü dolayısı ile yazılı bir açıklama yaptı Yaptığı yazılı açıklamada Tezel :
Dünya Gıda Günü’ndeki teması, “Büyütelim, Besleyelim, Hep Birlikte Sürdürelim”. Amaç, korona- virüs salgınının gıda güvenliği ve tarımsal geçim kaynaklarına yönelik tehditleri ile mücadele etmek ve bu tehditlerden en çok etkilenen kesimlerin yeniden ayakları üzerinde durmalarını sağlamak için küresel işbirliği ve dayanışma sağlamak.
Her Dünya Gıda Günü’nde, dünyada 800 milyon insanın aç, 1 milyon 200 bin insanın yoksul, buna karşılık 600 milyon insanın ise obez olduğunu hatırlatıp, “sağlıklı ve temiz gıdaya erişimin dünyada da Türkiye’de de temel insan hakkı olduğu”na dikkat çekiyoruz.
Gerek Türkiye gerekse dünya nüfusunu besleyebilmenin, yeryüzünde aç insan bırakmamanın yolu, organize, bilimsel, hijyenik tarımsal faaliyetten, gıda üretiminden ve dağıtımından geçiyor. Organize tarımsal faaliyetin küçük ve yerel üretici için de gelir artışı sağlayıp refah kaynağı olacağına, böylelikle köyden kente göç ihtiyacının ortadan kalka- cağına da inanıyoruz. Tarım-gıda üreticisi ile sanayicisinin eşgüdümlü çalışmasının, Türkiye’de ve dünyada açlığa son vereceği inancındayız.
Mücadelenin önündeki engel bilgi kirliliği
Ancak bu mücadeleyi sekteye uğratan, FAO’nun dediği gibi büyütmeyi, beslemeyi ve bunu hep birlikte sürdürmeyi engelleyen bir şey var: Bilgi kirliliği.
Türkiye’de de dünyanın herhangi bir ülkesinde de gıdada taklit, tağşiş ve bilgi kirliliği, her şeyden önce ciddi bir halk sağlığı sorunudur.
Türkiye’de her türlü yasal gıda üretimi, Türk Gıda Kodeksi uygulama tebliğleri uyarınca gerçekleştirilir. Türk Gıda Kodeksi, alanının uzmanları tarafından uluslararası kodeks referans alınarak hazırlanır ve sürekli gelişmeye tabidir. Kodeksin üretimdeki uygulamaları Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından denetlenir. Yasal koşullarda gıda üreten işyerleri
sadece Tarım ve Orman Bakanlığı değil, ilgili mevzuatlara göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından da denetlenmektedir. Dolayısı ile Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı kayıtlı işletmelerde, Türkiye Cumhuriyeti yasa ve yönetmelikleri ile uluslararası kabul görmüş bilimsel standartlara uygun üretim yapılır.
Süt sektöründen örnek verecek olursak, maalesef ülkemizde üretilen toplam sütün (22 milyon ton) ancak % 45’i kayıtlı sanayi işletmelerinde işlenerek, sağlıklı, hijyenik, ambalajlı ve doğallığı korunmuş süt ürünü olarak tüketiciye arz edilebilmektedir. Ancak kayıt- dışında rastlanan her olumsuz örnek ile tüm sektör şaibe altına alınmaktadır. Sektör olarak halk sağlığı sorumluluğu ile üretimimize ve ürünlerimize olan güvenimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin yasa ve yönetmeliklerinden aldığımız dayanak, uluslararası standartlara uygun üretim teminatımız dolayısı ile meşgul olmamaya çalıştığımız fakat son derece ra- hatsız olduğumuz bu genellemeler, hem yarattığımız istihdam, katma değer, ihracat potansiyeli ve marka değeri ile Türk gıda sanayiine hem de milli kalkınmamıza zarar vermektedir. Bu ortam aynı zamanda toplumsal güven ve kamu otoritesini de yıpratmaya yönelik bir tehdit oluşturmaktadır.
Kanun teklifi yeniden değerlendirilsin
Böyle bir ortamda bu hafta TBMM gündemine “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” gelmişti. Teklif, bir gıda bilim kurulu oluşturulmasını ve bu kurulun gıdada bilgi kirliliğini engelleyecek, yanıltıcı yayınların önüne geçecek önlemler almasını öngörüyordu. Ne var ki bu yasa teklifinde önerilen bu düzenleme, gıda alanında “sansür” olarak algılandı.
Halk sağlığı adına, halkın temiz, sağlıklı, hesaplı, besleyici, ambalajlı gıda maddesi tüketmesi ve “bilgi tağşişçileri” tarafından kandırılmasının önlenmesi için, teklifin yeniden değerlendirileceğini umuyoruz.
Gıda ve üretimi elbette eleştiri ve öneriden azade değildir. Tam tersi gıda ve üretimi, insan sağlığı ve gelişimi ile doğrudan ilgili bir alan olduğundan, gelişime açık daha fazla eleştiri ve öneriyi de hak etmektedir. Ancak bu eleştiri ve öneriler de mutlaka konunun gerçek uzmanı bilim insanları tarafından getirilmeli, bilimsel veri ve kanıtlara dayalı, doğru odakla, kayıt ve denetim dışı, sağlıksız üretimin her boyutta zararlarının anlatıldığı, bi- limsel verilere dayalı sağlıklı gıdanın tarif edildiği bir düzeyde olmalıdır. Teklif edilen söz konusu yasanın da bu ortamı sağlayacağını umut ediyorduk.
Yeni nesilleri sağlıklı gıda, doğru ve temiz bilgi ile sürdürülebilir bir çevre düzeninde besleyerek büyüteceğimiz bir gelecek ümidi ile tüm insanlığın Dünya Gıda Günü Kutlu olsun.