Ülkede her zaman anormal şeyler oluyor, olmaya da devam ediyor. Değişen bir şey yok!
Tek fark ülkede anormal olan şeyler artık, örtbas edilemiyor. Anormal şeyler sosyal medyaya düşüyor, sosyal medya baskısı ile medyaya haber oluyor.
Son zamanlarda sosyal medya etkili bir sivil toplum kuruluşu görevi görüyor.
Ülkede sürekli bir kadın cinayeti ya da çocuk cinayeti…
Kadın, çocuk tacizi, istismarı, tecavüzü…
Toplumsal cinnet geçirme meselesini, yol vermedin, bana yan baktın kavgalarını, mafya hesaplaşmalarını, aşiret çatışmalarını, aile içi şiddeti, her gün yaşanan haksızlığı, hukuksuzluğu, adaletsizliği hiç mevzubahis etmiyorum.
Televizyonu açtığın an başlıyor anormal haberler…
Haberlere baktıkça ruhun daralıyor, için sızlıyor, vicdanın acıyor.
“Yeter artık!” diyerek isyan etmek istiyorsun.
Kadın, kadın, kadın…
Çocuk, çocuk, çocuk…
Bebek, bebek, bebek…
Kadınların, çocukların, bebeklerin çektiği nedir?
Ölümler, öldürmeler, cinayetler…
Beşikte başlıyor, her türlü kötülük…
Kadınlar!
Yok mu bu ülkede güzel bir şey?
Duymayacak mıyız?
Ülkemiz eğitimde dünya lideri…
Ülkemiz teknolojide Avrupa’yı geçti.
Ülkemiz bilimde çok yol kat etti.
Ülkemizde sanat, edebiyat, müzik şaha kalktı.
Olimpiyatlarda en çok altın madalyayı biz kazandık.
İnsan hakları, kadın hakları konusunda dünyaya ders verdik.
Nerede?
Aklınıza gelebilecek tüm olumsuz haberler bizde…
İşin kötüsü böyle haberlere de alıştık.
Ülkede kazara iyi bir şey olsa şaşırıyoruz, “Bu haberde bir yanlışlık var.” diyoruz.
Narin, Narin, Narin…
Küçük kız, ana kuzusu, dünyalar tatlısı…
Bu kaçıncı?
Nasıl bir vicdan…
Nasıl bir ahlak…
Nasıl bir inanç…
Topyekûn bir kötülük…
Ah güzel ülkem bu kötülüğün nasıl bir izahı olabilir?
Ülke olarak tüm inanç ve ahlak değerlerimizin yok olduğu bir dönemi yaşıyoruz.
Diplerdeyiz…
Çocuklar yaşasınlar!
Nazım Hikmet:
“Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında
dünyayı çocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
dünyayı çocuklara verelim
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden
ölümsüz ağaçlar dikecekler.” demiş.
Çocuklara dünyayı vermeyi bırakın, çocuklara dünyayı zindan ediyoruz.
“Çocuk!” diyoruz çocuk…
Çocuklarımızı koruyamıyoruz, güvenli bir ortamda yaşatamıyoruz.
Her gün bir yerlerde çocuklar ya istismara uğruyor ya da katlediliyor.
Narin, halk tarafından sahiplenilip medyaya taşınmasaydı, bu kadar konuşulmayacak, meselenin üzerine bu kadar gidilmeyecek, suçlular ortaya çıkartılıp, tutuklanıp cezaevlerine tıkılmayacaktı.
Haftalardır Narin konuşuluyor ülkede.
Narin cinayeti derinlemesine irdeleniyor.
Ülke Narin’i konuşuyor.
Narinler ölmesin!
Umarım bu son olur.
Narin’in tabutunun üzerine gelinlik konulması ne acı değil mi?
O yaşta bir çocuğa okul önlüğü yakışırdı.
Zihniyet!
Çocukların sağlıklı ve güvenli ortamlarda büyüyememesinin nedeni ortada…
Bu zihniyet değişmedikçe sanırım Narin son olmayacak!
NARİN yazısı ilk önce Haberin Yildizi üzerinde ortaya çıktı.