İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, İYİ Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, son zamanlarda medyaya yansıyan bazı şiddet olaylarından örnekler vererek, suçluların, mevcut düzenin sunduğu müsamahadan cesaret bulduğunu dile getirdi.
Ceza sistemindeki hafifletici sebepler, iyi hal indirimleri ve yetersiz denetimlerin adeta suça davetiye çıkardığını, suçluların her seferinde daha da cesaretlendiğini söyleyen Dervişoğlu, “Bu milletin vicdanı sessiz kalamaz, kalmayacak. Bırakın hala ‘yapacağız, edeceğiz’ ile biten cümleler kurmayı. Geçen 22 yılda adalet konusunda hiçbir şey yapmasaydınız, her şeyi olduğu gibi bıraksaydınız zaten bu kadar cinayet olmazdı. Yaptığınız infaz düzenlemeleriyle suçluları cezasız bıraktınız. Dünya Ekonomik Forumunun Küresel Cinsiyet Farkı 2024 raporuna göre 146 ülke arasında Suudi Arabistan’ın bile gerisine düşerek 127. sıradayız. Ne vicdanımıza ne de milletimizin asaletine yakışmayan bu neticenin mimarı sizin süregelen yanlış politikalarınız değil mi?” diye konuştu.
– Yeni anayasa tartışmaları
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştiren Dervişoğlu, bugün uygulanan sistemin, yıllardır şikayet edilen bürokratik oligarşiyi daha da derinleştirdiğini iddia etti.
İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, şunları kaydetti:
“Kamu kurumları ile parlamento arasındaki bağlar kopmuş, milletvekilleriyle yürütme arasında bir iletişim kopukluğu oluşmuştur. Bakanlarla bile doğrudan temas kuramayan milletvekilleri, nasıl milletin sesi olacak? İşte bu ahval içinde illa da bir düzen değişikliği yapılacaksa, bunun yönü bellidir; o yön parlamenter demokrasidir. Biz, halkın iradesinin tam anlamıyla yansıdığı demokratik bir sistemi savunuyoruz ve bundan asla taviz vermeyeceğiz. Ancak anayasa değişikliği, birilerinin güç arzusunu meşrulaştırmak için bir araç haline getirilecekse ya da bu tartışma üzerinden suni gündemler yaratılacaksa, hiç kimse benden ve İYİ Parti’den buna rıza göstermemizi beklemesin.
Çünkü bizim mücadelemiz, bu milletin iradesini ve özgürlüğünü tam anlamıyla temsil eden bir sistem içindir. Ve biz, halkın sesi olmaktan asla geri adım atmayacağız. Bu ülke elbette tartışarak ve sahip olduğu potansiyelin farkına vararak tüm problemlerini aşacak güçtedir. Ancak ‘Erdoğan nasıl bir daha aday olur, bir beş yıl daha onu nasıl cumhurbaşkanı yaparız, nasıl bir seçim daha kazanır?’ gibi sorulara cevap arayan bir tartışmada, tartışmanın adı anayasa tartışması dahi olsa biz yokuz, İYİ Parti yok, cesurlar yoktur. Konuşmamız gereken daha ciddi ve her biri bu iktidarın sebep olduğu, varoluşumuza ve huzurumuza dair önemli konularımız var.”
Türkiye’de her iki gençten birinin yurt dışında yaşamak istediğine dikkati çeken Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Beyin göçü hızlandı, nitelikli iş gücü ülkemizi terk ediyor. Oysa bir ülkenin gerçek zenginliği, yetişmiş insan gücü değil midir? İşte bu zenginliği kaybediyoruz. Dünya ekonomisi bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Yeşil diyorlar, dijital diyorlar. Bizimkiler de kötü tasarlanmış teşviklerle, desteklerle dönüşüme intibak edeceklerini sanıyorlar. Ancak internete erişimi olmayan, internete erişimi olsa bile internete bağlanacağı bilgisayarı, tableti olmayan milyonlarca çocuktan, milyonlarca gençten haberleri yok. Bunca dert dururken, Tayyip Erdoğan’ın siyasi geleceğini şekillendirecek ve ona yeni imkanlar sunmak üzere planlanan sivil ambalajlı anayasa değişikliğini konuşmak bizim için zül ve gerçekten zillettir. Bütün bunlar Türkiye’nin yakıcı sorunlarının gölgelenmesi için tartışma zeminine taşınan planlardır. Biz Türkiye üzerinde oynanan hiçbir kötü oyunun sahnesinde yer almayacağız ve o oyuna alet edilemeyeceğiz.”
– “Kapsamlı bir kapalı nüfus sayımı yapılmalı”
Türkiye’deki sığınmacılarla ilgili tartışmalara da değinen Dervişoğlu, Suriyelilere mülk edinme karşılığı verilen vatandaşlıkların iptali için Danıştaya dava açtıklarını, para karşılığında yabancılara verilmiş Türk vatandaşlığının iptali için de benzeri bir hukuki süreci başlattıklarını hatırlattı.
Dervişoğlu, Türkiye’deki sığınmacı ve yabancı sayısının tespit edilmesi için şu öneride bulundu:
“Ülke genelinde kapsamlı bir kapalı nüfus sayımı yapılmalıdır. Bu kadar sapık, kaçak, suçlu ve firarinin en kısa zamanda tespit edilmesinin tek yolunun bu olduğunu düşünüyoruz. İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya tam 729 bin Suriyeli sığınmacının adresinde bulunmadığını açıklamıştı. Bu şu demektir; devlet şu anda sokakta görmüş olduğunuz dört Suriyeliden bir tanesinin adresini dahi bilmemektedir. Olur da sığınmacılar bir suç işlerse, emniyet güçlerinin gideceği bir ev, bakacağı bir adres bile yoktur. Tüm bu kaçakların ve ne idiği belirsiz sığınmacıların yanı sıra, sokaklar, caddeler, meydanlar uyuşturucu satıcıları, suç makineleri, sapıklar, tımarhane kaçkınları ve firarilerle adeta bir açık hava cezaevine dönüşmüştür.
Bütün bu kaçakların tespiti ve sınır dışı edilmesi için sokaklarda onlarca suç kaydıyla toplumu enfekte eden ne kadar sapık, suçlu, firari varsa tamamının tespiti ve cezaevine gönderilmesi için gerekli bürokratik hazırlıkları yapın ve en kısa zamanda mümkünse 3 Kasım 2024’te, yani son kapalı nüfus sayımından 24 yıl sonra yeniden bir kapalı nüfus sayımı yapalım. Bu kadar kaçak ve suçlunun dışarıda elini kolunu sallaya sallaya gezdiği bir memlekette kapalı yani sokağa çıkma yasaklı nüfus sayımı artık bir seçenek değil bir mecburiyettir. Her gün güvende olmak için biz bir gün evde kalmaya razıyız.”
– TBMM’deki kapalı oturum
TBMM Genel Kurulunda, İsrail’in Lübnan’ı işgal girişimi ve bölgede yaşanan gelişmelerin ele alındığı dünkü kapalı oturuma değinen Dervişoğlu, “Kimse endişe etmesin, ne katil İsrail ne de arkasındaki güçler Türkiye topraklarına göz dikemez, işgal edemez ve bunu aklından dahi geçiremez. Türkiye’yi yönetenler içeride tıkanınca, dışarıda tehdit yaratmaya çalışmanın ve bunun üzerine politika bina etmeye kalkışmanın esiri olmuşlardır.” görüşünü paylaştı.
“Ne zaman içeride bir sıkıntı oluyor, ne zaman büyük milletin gerçek dertlerini kamuoyuyla paylaşıyoruz hemen önümüze siyasi hesap getiriyorlar o da genellikle güvenlik ve dış tehdit oluyor” ifadesini kullanan Dervişoğlu, şöyle devam etti:
“Hangi hesaplarla HÜDA PAR’ın elini kaldırdığınızı, hangi amaçlarla DEM’e el uzattığınızı görüyor ve yakinen takip ediyoruz. Bu konularla ilgili söyleyecek çok sözümüz olacak. Eğer Türkiye’nin gündemine gelirse tıpkı sığınmacılar konusunda olduğu gibi, tıpkı kapalı nüfus sayımında olduğu gibi anayasa konusunda da bu hükümete önerilerimiz olacak. Reddedemeyecekleri önerilerimiz olacak. Dost düşman iyi bilsin ki Türkiye büyük bir ülkenin, Türk de büyük bir milletin adıdır. Türkiye’yi sizlere ve sizin kirli planlarınıza kurban ettirmeyeceğiz.”
MÜSAVVAT DERVİŞOĞLU; BUNCA DERDİMİZ VARKEN ANAYASA KONUŞMAK ZÜL VE ZİLLETTİR yazısı ilk önce Haberin Yildizi üzerinde ortaya çıktı.