Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana mitinginde yaptığı konuşmada, “Uluslararası arenada ülkemizin hak ve hukukunu, devletimizin çıkarlarını, milletimizin onurunu kararlılıkla savunduk, savunuyoruz. Uluslararası siyaseti takip eden herkes şu gerçeği artık kabulleniyor: Türkiye, sadece bölgesel bir güç olmaktan çıkıp, küresel bir güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor” dedi.
“ŞAİBELİ PAZARLIKLARLA SEÇİM KAZANMA PEŞİNDE KOŞUYORLAR”
Alandakilere, “Adana, böyle artistliklere eyvallah eder mi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adana, kendi iradesini çantada keklik kabul edenlere yol verir mi? Adana, eser ve hizmet nasipsizlerini sırtında taşır mı? Allah’ınıza kurban sizin” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “İşte CHP başta olmak üzere muhalefetin hâlini görüyorsunuz. Parti içindeki iktidar kavgalarından başlarını kaldıramıyorlar. Birbirleriyle uğraşmaktan, birbirleriyle didişmekten fırsat bulamadıkları için başka bir konuyla ilgilenemeyecek durumdalar. Adanalı kardeşlerime soruyorum, bunların yasak savma kabilinden ettikleri üç beş laf dışında ülkenin herhangi bir derdiyle gerçekten dertlenmediklerini görüyoruz. Aynı şekilde şehirlerimizin, oralarda yaşayan insanlarımızın herhangi bir sıkıntısını çözecek bir projelerini duydunuz mu? Uluslararası meselelerde ilkeli bir duruş sergilediklerine şahit oldunuz mu? Göremezsiniz, duyamazsınız; olamazsınız çünkü yok. Ya bunlar hal çadırını, hastane diye benim Adanalı kardeşlerime yutturmaya çalıştılar. Bunlar bu denli yalancı. Daha kendilerine hayrı olmayanların memlekete, millete hayrının dokunması mümkün mü? Kendi çıkarlarından başka hiçbir şey gözü görmeyenlerin, Adana’nın sorunlarıyla ilgilenmesi beklenir mi? Biz, ‘Türkiye Yüzyılı’ diyoruz. ‘Gerçek belediyecilik’ diyoruz. ‘Hazırız’ diyoruz. ‘Kararlıyız’ diyoruz. Onlar ise kapalı kapılar ardında birbirlerinin kuyusunu kazıyor. Kirli ittifaklarla, hani çay demlersiniz ya, demleniyor. Şaibeli pazarlıklarla seçim kazanma peşinde koşuyorlar.”
“Biliyorsunuz mayıs ayında cumhurbaşkanı adayı olarak milletin önüne çıkardıkları, peşine de 6 tane yardımcı adayı taktıkları bir zat vardı, hatırlıyorsunuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Seçimde umduklarını bulamayınca tüm suçu cumhurbaşkanı adaylarına yükleyip kendilerini temize çıkardılar” değerlendirmesinde bulundu.
“31 MART’TA GERÇEK BELEDİYECİLİĞİ TERCİH EDİYOR MUYUZ?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yere göğe sığdıramadıkları genel başkanlarını partiden öyle bir kazıyıp attılar ki neredeyse kedisi Şero’yu bile kapıdan içeri sokmayacaklar. Hâlbuki seçim gecesi hepsi de ne diyordu? ‘Kazandık, kazanıyoruz.’ Bu nakaratla milletin aklıyla dalga geçiyorlardı. Döktükleri timsah gözyaşlarını saymıyorum. Demek ki mesele, ülke yönetimine talip olma iddiası değilmiş. Mesele sadece kendi partilerinde kimin borusunun öteceği meselesiymiş. CHP yönetimi, sadece bu ülkenin muhalefet enerjisini özellikle sömürüp işe yaramaz hâle getirmekle bile, millet ve tarih nezdinde sigaya çekilmeyi hak ediyor. Şimdi buradan, Adana’dan öyle bir ses verin ki duymayan kulaklar bile duysun. Nasırlaşmış yürekler bile titresin. Hazır mıyız? Adana, Allah’ına kurban Adana. 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları, kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Seçim akşamı Adana ile birlikte Türkiye haritasını Cumhur İttifakı’nın renkleriyle boyamaya var mıyız? Rabb’im hepinizden razı olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi yuva, vatan ve uğruna şehadeti göze aldıkları biricik sevda olarak gördüklerini ifade ederek, ülkeyi taşıyla, toprağıyla, zorluk ve güzellikleriyle sevdiklerini söyledi.
“ÜLKEMİZİN KRİZLERİN ÇÖZÜMÜNDEKİ KİLİT ROLÜ GİDEREK DAHA FAZLA ANLAŞILIYOR”
İstiklal Marşı’nın “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İşte mesele bu. Biz de cennet vatanımız, aziz milletimiz ve istikbalimizin teminatı çocuklarımız için her alanda mücadele ediyoruz. Karşılaştığımız tüm engellere rağmen hamdolsun vatanımıza olan minnet borcumuzu şimdiye kadar layıkıyla ödedik. Milletin sandıkta namusumuza emanet ettiği iradesine hiçbir zaman gölge düşürmedik. Vesayet güçlerinden, envaiçeşit terör örgütüne kadar Türkiye karşıtlarının tamamını Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle dize getirdik. 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi ülkeyi işgal etme teşebbüsleri karşısında asla geri adım atmadık. Darbe gecesi birileri televizyon karşısında kahvesini yudumlarken, biz milletimizle sırt sırta vererek FETÖ’cü hainlere meydanları dar ettik. Uluslararası arenada ülkemizin hak ve hukukunu, devletimizin çıkarlarını, milletimizin onurunu kararlılıkla savunduk, savunuyoruz. Dış politikada Avrupa’dan ‘aferin’ almaya çalışan değil, dik ve dirayetli duruşuyla tüm dünyada takdir toplayan bir ülke konumundayız. Uluslararası siyaseti takip eden herkes şu gerçeği artık kabulleniyor. Türkiye sadece bölgesel bir güç olmaktan çıkıp küresel bir güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Ülkemizin, krizlerin çözümündeki kilit rolü giderek daha fazla anlaşılıyor. Libya’da biz varız. Karabağ’da biz varız. Bütün buralarda Türkiye kardeşleriyle el ele veriyor, omuz omuza veriyor ve bu yolda emin adımlarla yürüyor.”
“ÖZELLİKLE SAVUNMA SANAYİNE AĞIRLIK VERDİK”
Dış politikada Türkiye’nin artan itibarının gerisinde güçlü bir savunma sanayisi olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Savunma sanayinde dışa bağımlılığımız azaldıkça uluslararası arenada etkinliğimiz artmıştır. Göreve geldiğimizde savunma sanayinde yüzde 80 oranında başkalarına muhtaç durumdaydık. Terörle mücadelede kullandığımız silah ve mühimmatların çoğunu yurt dışından temin ediyorduk. Satın aldığımız silahların kontrolü tam olarak bizde bile değildi. Türkiye’ye asla yakışmayan bu tablo karşısında biz ne yaptık? Diğer alanlarla birlikte özellikle savunma sanayine ağırlık verdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayinde “Böyle gelmiş, böyle gider” diyenlerden olmadıklarını, kolay yerine zor ama Türkiye açısından en hayırlı olanı seçtiklerini belirterek, şunları dile getirdi: “Tabanca, tüfek dâhil güvenlik güçlerimizin kullandığı silahları kendimiz üretmeye başladık. İnsansız hava araçları gibi yeni gelişen teknolojilere büyük yatırımlar yaptık. Bu alanda çalışan firmalarımızı teşvik ettik. İşte bugün 2005’lerde, 2010’larda toprağa diktiğimiz fidanların, Allah’a binlerce kez hamdolsun, meyvelerini topluyoruz. Yıllar önce başlattığımız projeler bugün hepimizin iftihar vesilesi olan uçaklara, tanklara, gemilere, füzelere, roketlere dönüşüyor. Türkiye savunma sanayisi alanında adeta bir destan yazıyor. Dünyanın ilk SİHA gemisi Anadolu’yu geçen sene hizmete aldık. Kendi tasarımımız, millî denizaltımızı inşa etme aşamasındayız. İHA ve SİHA alanında zaten dünyada ilk üç ülkeden biriyiz. Bugün 34 farklı ülkenin semalarını Türk, İHA ve SİHA’ları koruyor. Geçtiğimiz günlerde millî muharip uçağımız KAAN ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi. Böylece 5. nesil uçak üretebilen dünyadaki 4 ülkeden biri olduk. Bu gurur 85 milyon olarak hepimizindir. Milletçe inandık, çalıştık, yılmadık ve hamdolsun başardık.”
“MUHALEFETİN ÖRNEK GÖSTERDİĞİ ÜLKELERDE ‘KAAN’ KONUŞULUYOR”
Savunma sanayi alanındaki başarıların başlangıç olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecek yıllarda yapılanların çok daha fazlasını, daha modernini, daha gelişmişini, daha güçlüsünü, daha ilerisini yapacağız” dedi.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığının uçak gemisinin bir üst segmentini yapmak için çalışmalar yürüttüğünü bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz ‘yaparız’ dedik mi yaparız ve yapacağız. İçimizdeki müzmin muhalifler ve mankurtlar anlamasa da Türkiye’nin nasıl büyük işlere imza attığını dostlarımız ve hasımlarımız çok iyi biliyor. Muhalefetin bize sürekli örnek gösterdiği ülkelerde son dört gündür KAAN konuşuluyor. Türkiye’nin savunma sanayi hamleleri konuşuluyor. Umutlarını Türkiye’ye bağlamış dostlarımız bizim bu başarılarımızla gurur duyarken, elbette rakiplerimiz de endişeye kapılıyor. Daha ne müjdeler vereceğiz inşallah. Öyle garip bir durumla karşı karşıyayız ki bizdeki mankurtlaştırılmış zihinler KAAN’a bakınca kalorifer peteği veya süpürge sapı görüyor. Ama Asya’dan Afrika’ya kadar gönül coğrafyamızdaki 100 milyonlar ise büyüyen, güçlenen, mazlumların umudu hâline gelen bir Türkiye görüyor.”
“31 MART’TA SANDIKLARI PATLATMAMIZ GEREKİYOR”
Türkiye’nin başarılarının kendilerinin azmini artırırken, dost ve kardeş ülkelere de cesaret aşıladığını, özgüven kazandırdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah bu umutları boşa çıkarmayacağız. Türkiye’yi her alanda güçlendirmeye, kalkındırmaya devam edeceğiz. Bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak hep birlikte Türkiye olarak ülkemizi hedeflerine ulaştıracağız. Türkiye Yüzyılı şafağı sökerken ecdattan aldığımız emaneti hakkıyla bizden sonraki nesillere teslim etmenin kıvancını yaşayacağız” dedi.
Adana’nın her dönemde yaptığı gibi Türkiye Yüzyılı yürüyüşünün de lokomotifliğini yükleneceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bunun için 31 Mart’ta sandıkları patlatmamız gerekiyor. Bugün burada sizden bunun sözünü almak istiyorum. Söz mü?” diye sordu. Alandakilerin “söz” demesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benim bildiğim Adanalı delikanlıdır, sözünün eridir, verdiği sözde durur” karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye ve şehirlere yeni vizyonlar, hedefler gösterirken, güçlü altyapıya güvendiklerini vurgulayarak, Türkiye’nin 21 yılda nereden nereye geldiğini akıl ve vicdan sahibi herkesin kabul edeceğini söyledi.